Minareli En zengin tuz Kırıkkale'de
Kırıkkale'nin Delice ilçesinde Türkiye'nin en büyük doğal kaynak suyu tuzlasında, 2017 yılında 10 milyon liralık yatırımla tuz işleme tesisi kuruldu.
Kırıkkale'de doğal kaynak suyundan elde edilen, yurt içi
ve yurt dışında ilgi gören "Delice tuzu"nun, Dünya Sağlık Örgütü,
Avrupa Konseyi ile diğer kuruluşlar tarafından belirlenen kriterlere uygun ve
mineraller yönünden zengin olduğu tespit edildi.
Delice ilçesinde Türkiye'nin en büyük doğal kaynak suyu
tuzlasında, 2017 yılında 10 milyon liralık yatırımla tuz işleme tesisi kuruldu.
Tesisten doğal yollarla elde edilen ve mineral zenginliği
nedeniyle tercih edilen tuz, kısa sürede çok sayıda ülkeden talep gördü.
Tuzlada üretilen yıllık 3 bin ton tuzun bin tonu
distribütör firmalar aracılığıyla dünyaca ünlü futbol takımı Arsenal ile Yeni
Zelanda ve Avustralya'daki bazı rugby takımlarının yanı sıra pek çok ülkeye de
gönderiliyor.
Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odasının talebi doğrultusunda
Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Bilimsel ve Teknolojik Uygulama ve Araştırma
Merkezi, "Delice tuzu"nun içeriğiyle ilgili çalışma yaptı.
Bilimsel ve Teknolojik Uygulama ve Araştırma Merkezi
Öğretim Görevlisi Ogün Bozkaya, AA muhabirine, merkezde, tuz üzerinde mineral
değerleri bakımından yaptıkları çalışma sonucunda, tuz içeriğinin Dünya Sağlık
Örgütü, Avrupa Konseyi ve diğer kuruluşlar tarafından belirlenen kriterlere
uygun olduğunu tespit ettiklerini anlattı. Bozkaya, şöyle konuştu:
"Bununla birlikte literatür araştırması yaparak
tuzun sahip olduğu mineral değerlerini de incelemiş olduk. İncelemelerimiz sonucunda
Delice ilçesinde çıkan tuzun gerçekten mineral değeri yüksek olan bir tuz
olduğunu gördük ve tespit ettik. Özellikle içerisinde bulunan kalsiyum,
stronsiyum, vanadyum ve iyot gibi elementlerin sağlık açısından ne kadar önemli
olduğu literatürce açık. Literatür araştırmalarına göre, bizim bulgularımızın
sağlık kriterleri açısından limitleri aşmadığını da gördük ve aynı şekilde bu
tuzun içerisinde bu minerallerin varlığı da bizi oldukça sevindirdi. Genel
olarak düşük düzeyde birçok mineral değerine de sahip. İçerisinde potasyum,
magnezyum, çinko ve aklıma gelmeyen birçok mineralin olduğunu da görmüş
olduk."
- "Hiçbir katkı maddesine rastlamadık"
Bozkaya, çalışmada tuzun içerisinde organik veya
inorganik bir karbon kalıntısına da rastlamadıklarını aktardı.
Yüzde 97-98 civarında bir sodyum klorüre sahip tuzun
doğal yapısında karbonata da rastlamadıklarına dikkati çeken Bozkaya, şu
bilgileri verdi:
"Teorik olarak yüzde 39 olması gereken sodyumdan
daha düşük bir sodyum değeri tespit ettik. Yüzde 36 civarında. Bu da Dünya
Sağlık Örgütü'nün gıda maddelerinde tuz oranlarını azaltmaya yönelik
çalışmalarını da destekleyen bir besin maddesi oluyor. Bugün sodyum diyeti
yapan hastaları da düşündüğümüzde, sodyum oranının az olması da avantajlı bir
durum oluyor. En güzel tarafı da hiçbir katkı maddesine rastlamadık.
Biliyorsunuz bu tuzların içerisine topaklanmayı önleyici çeşitli kimyasallar
katılır. Bunda böyle bir bulguya da rastlamadık. Doğrudan kaynaktan gelen tuzlu
suyun buharlaşmasıyla elde edilen doğal bir besin maddesi niteliği kazanmış
oluyor."
Mayi Tuz Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Gözüyukarı da tuzun sıvı halde çıktığı için
topraktan iyot ve birtakım mineraller aldığını dile getirdi.
Tuzun en büyük özelliğinin bu olduğunu vurgulayan
Gözüyukarı, şöyle devam etti:
"Dünyanın en büyük sorunu iyot noksanlığı. Özellikle yeni doğan çocuklarda zeka gelişimi için bu iyot gerekli. Kırıkkale Üniversitesinde yapılan araştırmada tuzumuzda 1 kilogramda 1,45 miligram doğal iyot var. Bu doğal iyodu bugüne kadar deniz tuzlarında diye bilirdik ama onlardaki oran 0,7'dir. En büyük farkı doğal iyotlu olması. Doğal iyodun tansiyon hastalarına zararı yok. Sodyum oranı dünyada en düşük. Zaten kaliteli olmasının sebebi de sodyumu düşük olması ve diğer minerallerin yüksek olması."
Bu haber toplam 1637 defa okunmuştur